Teksas deyince ilk akla gelen isimlerden biri... 20 yıldır tribüncülük yapıyor. Hayatını Bursaspor'a adamış... Tanışmıyorsanız, ön yargı ile yaklaşmanız normal. Dışarıdan bakıldığında, çeşitli tribün olaylarına karışmış, defalarca cezaevinde yatmış bir insan profili var. Fakat tribüncülükle ilgili çok şey merak ediyorsanız, ömrünün en önemli davası Bursaspor olmuş bu lideri hayatınızın bir anında mutlaka tanıyın. 20 yıla o kadar çok hikaye sığdırmış ki, emin olun onu dinlerken hayretler içerisinde kalacak, kimi zaman dehşete düşecek, zaman zaman da kahkahaya boğulacaksınız. Dış mihraklar holigan yaftası yapıştıradursun, Türkiye'nin en güçlü tribünü Teksas'a, liderlik yapan çok düzgün bir başkanları var. Mehmet Güzelsöz size 'tanımadan kimse için peşin hükümlü olma' sözünü söyletecek nitelikte bir insan... İşte Mehmet Güzelsöz ve onun gözünden taraftarlık, yüreğinden oluk oluk akan Bursasporluluk...
Taraftarların tribüne gelmemesinin nedenlerinden başladık sohbetimize Mehmet Güzelsöz'le. Herkesin kendine göre yorumu var ama onun söyleyeceği gerçekler başka. "Taraftarın tribüne gelmemesini tek bir sebebe bağlayamayız" dedi Güzelsöz ve şöyle devam etti: "Çünkü çok sebebi var. İnsanlar Ertuğrul Hoca gitmeden önceki dönemde buraya gelmek istemiyordu. Olabilecek herhangi bir tepkide,
toplum psikolojisiyle hareket ederiz diye. Toplu tepki vermek istemeyen insanlar vardı. Çocukları alınmadığı için stada girmeyen insanlar vardı. Yönetime tepki koymak isteyenlerle yönetimin yanında olmak isteyenler vardı. Kısacası çok farklı görüşler vardı. Biz başkan ve yöneticilerle görüştüğümüzde bunların hepsini söyledik, onlara 7-8 madde saydık. Antalya maçından önce görüştüm birebir başkanla, söyledim kendilerine."
ANLATTIKLARIMIZ DEĞERLENDİRİLMEDİ
"Taraftarın tepki sebeplerini kendimce sundum onlara ama ne kadar değerlendirdi ya da değerlendirmedi onlara kalmış bir şey. Galatasaray maçı öncesi bir toplantı yapılmıştı Ertuğrul hoca gittikten sonra. O gün de yine anlattım. Ama değerlendirilmiş olsaydı zaten bazı şeyler çözülürdü. Sezonun ortasına gelinmiş 'çocukları maça almayacaksınız' olayı patlıyor. Bu işi bana sezon başı yapacaksınız. Bunları sezon ortasında duymak istemiyorum. Bu şikayetimi size bildirdiğim zaman sezon başında birilerine başvuracaksınız ve bunun cevabını vereceksiniz bana. Sezon ortasında olunca bu olaylar ister istemez insanları geriyor."
CAMİAMIZIN BURNU ÇOK BÜYÜDÜ
"Hal böyle olunca insanlar da ister istemez 'bana önem verilmiyor' hissi oluşuyor. Madem taraftarın düşüncelerini almak istiyorsunuz, o zaman size gelip derdini anlatan taraftara da önem vereceksiniz. Yoksa niye konuşalım? Maalesef camiamızın çok burnu büyüdü. Birbirimizi beğenmez olduk."
SEBEBİ KISKANÇLIK
"Şampiyonlukla birlikte heyecanını yitirmiş bir camia var" diyen Mehmet Güzelsöz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bize bir şampiyonluk yetti mi? Hayır yetmedi. Bunun böyle olmasının sebeplerinden biri kıskançlık! Şampiyon olmadan önce biliyorsunuz birileri "kulüp benim olsun, ben yöneteyim" havasındaydı. İşte birisi geldi bu kulübü şampiyon yaptı, hayaller gerçek oldu. Ama birileri de hala çekemiyor."
KİBRİ, EGOYU BIRAKIN ARTIK
"İnsanlar kibri, egoyu bir kenara bıraksın, takımını desteklesin. Statta insanlar birbirini sevmiyor. Diyorum ki; çocuklar sevmeyin birbirinizi ama şurada 90 dakika birbirinize katlanın. Sonra ne işiniz varsa dışarıda görün. 2010 ruhunun geri gelmesi lazım ama nasıl yapacağız onu bilmiyorum işte. Sinerji verecek bir şey olması lazım. Bir işaret fişeği lazım bize. Yönetim tarafından bir şey çıkmıyor, taraftardan çıkmıyor. Takım sezon başından beri bir ateşleme yaratamıyor. Bu sezonu kayıp sayıyor herkes. Sürekli şampiyonluk istiyor insanlar. Durun bakalım, kendi ayaklarımızın üstünde duralım. Bir anda havaya zıpladık, nasıl indiğimizi şaşırdık."
DESTEKÇİ BULAMIYORUM
"Yeniden taraftar birliğini toplamak gibi bir düşüncemiz var. 2010 ruhunun geri gelmesi ya da o havayı yeniden bulmamız gerekiyor. Destek verecek insan bulamıyorum. Camianın içinden destek vermesi gereken büyüklerimiz o desteği vermiyor."
GİDİN YAZICI'DAN İSTEYİN DİYORLAR
"Bakın biz iş adamlarından otobüs istemeye gittiğimizde 'Bana ne kardeşim! İbrahim Yazıcı var kulübün başında, gidin ondan alın' diyorlar. Bana açıkça söylüyorlar bunu. Şehrin dinamikleri tarafından bu kadar destek görmeyen bir yönetim olmamıştı. İbrahim Yazıcı, şehirden hiç destek alamadığı konusunda haklı. Başkanla bunu da konuştuk. 'Beni sevmesinler ama kulübü sevsinler' diyor başkan. Bunun da gerçeklik payı var ama bu adamları da ayağınıza getirmek için bir takım girişimlerde bulunmanız gerekiyor. Reklam pazarlama departmanlarınız var, bunu yapacak insanlar var. Bunu da biz düşünecek değiliz."
ÇOK ZEKİ ÇOCUKLAR VAR ARAMIZDA
"Zaten bizim düşündüklerimizi hayata geçirmiyorlar ki. Taraftarlar içinde o kadar çok zeki insan var ki. Bursaspor için gecesini gündüzüne katıp çalışacak insanlar var. Ama siz bu insanların değerini bilmezseniz olmaz ki. Çok zeki çocuklar var bir takım projeler geliştiriyorlar, hazırlıyorlar, her şeyiyle sunuyorlar önlerine. Bitmiş haliyle. Siz bunları değerlendirmiyorsunuz."
TURKCELL ANLAŞMASI NEDEN OLMADI?
"Bakın Turkcell olayı var. Bugün Avea ile yapılan anlaşma aslında Turkcell ile yapılacaktı. Çok çok daha iyi şartlarla hem de. Ancak tek bir şey istediler. Gizlilik anlaşması yapmak... Dediler ki; 'ben sizinle bu görüşmeyi yapıyorum ama anlaşma olmadan görüşme kimseye sızdırılmayacak.' Bu görüşmeyi sızdırırsanız, kurumun size karşı ciddiyetini boşa çıkartırsanız dönüp bakmazlar bir daha. Bu projeyi hazırlayan kimdi biliyor musunuz? Yine taraftarlardı. Onların çabası girişimleri sonucu Turkcell geldi Bursaspor'a. Görüşmelerde gizlilik sözü tutulmayınca da adamlar vazgeçti."
KAÇ BAŞKAN KAÇ HOCA GÖRDÜM SAYMADIM
"42 yaşındayım. 20 senedir bilinçli olarak tribündeyim. Çocukken zaten düğün alayı gibi ağabeylerimizin peşine takılırdık. Giren girer, giremeyen dışarıda kalırdı. 7-8 yaşlarında başladı benim hastalığım. Kaç başkan, kaç hoca gördüm hiç saymadım. İbrahim Yazıcı ilk geldiği zaman tribündeydik düşünün. Aradan 22 sene falan geçmiş Yazıcı yine gelmiş, biz yine buradayız. Allah ömür verirse daha kimleri görürüz bilmem artık. Bursaspor hayatımız olmuş. Ben 1990 yılında bilgisayar kursuna gidiyordum, deplasmana gidemiyorum diye kursu bıraktım. O yıllarda bilgisayarın b'sini bilmiyordu insanlar. Ama maç sevdasına onu da bıraktım."
5 MAÇLIK SERİ BELİRLEYECEK
Bursaspor'un yeni sürecinden konuşuyoruz Mehmet Güzelsöz'le. Ertuğrul Hoca'nın ayrılmasının ardından göreve gelen Hikmet Karaman için önümüzdeki 5 maçlık performansın belirleyici olacağı görüşünde Güzelsöz... "Takımlarda genelde teknik heyet değiştiğinde hava birkaç hafta iyi oluyor sonra eskiye dönüyor her şey. Bizim takımımızda bu olmamıştır inşallah. 2 maçımız çok iyiydi. Karabük maçında takımı çok beğendim. Elazığ maçının ikinci yarısı düşüş oldu. Antep maçında da tam bir düşüş yaşadık. Hikmet Hoca'nın katkısı bundan sonra ortaya çıkacak. Umudumuz, inşallah iyi olması ama zorlu bir serimiz var. Hikmet Hoca'nın kariyerinde kurduğu takımları bırakıp giden bir kimliği de var. Benim en büyük kaygım da buydu. Bu sezonu atlatırız belki ama sezon başlayıp, kamplar yapılıp, transfer bitirildikten sonra ligin ikinci haftası ben gidiyorum derse o zaman biz ne oluruz? Ama burası Bursa... Ertuğrul Hoca için de sonsuza kadar demiştik."
SON ÜÇ SEZONDA ŞAMPİYON OLABİLİRDİK
Avrupa inancını taşıdığını söyleyerek sözlerine şöyle devam ediyor Güzelsöz: "İnancım 5 maçlık seriden sonra güçlenecek ya da zayıflayacak. Çok hasar almadan geçmemiz gerekiyor. Üsttekilerin performansı da çok iyi değil. Şampiyonluktan sonraki üç sezon da şampiyonluğu yaşayabilirdik. Resmen kendi çocuklarımızın sayesinde kaçırdık şampiyonluğu."
BİZ HİÇ Mİ SUÇLU DEĞİLİZ?
Tribünle ilgili eleştirileri konuşuyoruz Teksaslılar Derneği Başkanı Güzelsöz'le... Bütün eleştirilere katıldığını söyleyerek şöyle sürdürüyor sözlerini: "İnsan önce özeleştiri yapacak. Futbolcusu, hocası, yönetimi, medyası suçlu da biz hiç mi suçlu değiliz? Biz en iyisi miyiz? En güzeli miyiz? Kendi aramızda birlik yok, sıcaklık yok, birbirimizi sevmiyoruz. Şehrimizin genel havasında var ama bu. Camiamızın içinde 'her kesimden insanlar için' söylüyorum kimse birbirini çekemiyor. Haz edememek var."
CAMİA OLAMADIK MALESEF
"Az önce anlattım İbrahim başkanınıza gidin diyor insanlar. Bugün İbrahim Yazıcı bu takımı şampiyon yaptıysa, gel sen de Şampiyonlar Ligi'nde oynat, her sene başarılı ol seni de alkışlayalım, senin de arkandan gelelim. Bunu yapabilecek birçok işadamı var Bursa'da. Ancak kelimenin tam anlamıyla bir camia olamadığımıza inanıyorum ben. Bir korku var ve bu korku şehrin siyasetinden kaynaklanıyor bence. Başarılı olun taraftar omuzlarda taşısın."
DAVAMIZA İNANDIK
"İbrahim Yazıcı geldiğinde bütün şehir karşısında duruyordu ama taraftar arkasındaydı. Taraftara çorbacı dediler, nemalanıyor dediler ama biz davamızın haklılığına inandık, bu takımın arkasında durduk, şampiyon olduk. Biz diğerleri gibi şampiyon yaptık demiyoruz. Kimse tek başına şampiyon yapmadı bu takımı. Biz şampiyon olduk hep birlikte. Şampiyonluk senesinde elle tutulmayan gözle görülmeyen bir şey vardı. Biz sonuna kadar mücadelemizi verelim ikinci olursak da önemli değildi. 35 bin kişi gittik İstanbul'a."
KENDİMİZİ SAHİPSİZ HİSSETTİK
Bursaspor taraftarının muhteşem pankartlarını soruyorum Güzelsöz'e. Eskiyi özlettiğini ifade ederek... Şu ilginç yorumu yapıyor: "Diyorum ya bizim içimizdeki kopukluktan oldu. Bir de bizi Beşiktaş olayları çok etkiledi. Kötü bir süreç yaşadık, çok yalnızlık duygusuna itildik bu şehirde. Sahipsiz hissettik kendimizi. Yöneticilere de anlattım, biz size sahip çıktık ama siz bize sahip çıkamadınız. Sahip çıkmak nedir? İnsanın bazen yanında görünmen bile çok şey demektir. Onur verir, güç verir. Şehrin bütün mülki amirleri karşımızda. Yalnızlık hissediyorsunuz. Bunun travmasını atlatmak inanın çok zordu. Çok kötü şeyler yaşadık."
6222 SAYILI YASA BİZE ÖZEL!
"Ekonomik anlamda büyük hasar aldık sırf bu olaylar yüzünden. Ailesi parçalanan, dağılma aşamasına gelen, işsiz kalan arkadaşlarımız oldu. Sonra biz çorbacıyız, yönetimlerden nemalanıyoruz. Biz neler yaşadık neler... Zannediyor ki insanlar, burada olaylar çıktı bunlar cezaevine alındı oldu bitti. Keşke öyle olsaydı cezamızı çeker çıkardık, içimiz rahat olurdu. Ben Yunus Egemenoğlu'nu çok severdim. kendisini hayranlıkla izlerdim. Bir çıktı, hiçbir şey olmamışken astı bizi! 6222 sayılı yasa bir tek bize uygulanıyor başka kimseye uygulandığı yok. Hakkaniyet ortadan olsun istiyoruz. Deplasmana gidiyorum, üç kez üstüm aranıyor, bile bile saldırılıyor. Ondan sonra Meclis'e yasa gidiyor. İster istemez insan paranoyaklaşıyor. Komplo teorilerine kapılıyorsun. Hep bizim üstümüze mi oynuyorsunuz?"
BU MESELE ÇÖZÜLÜR AMA...
Beşiktaş ile yaşanan husumetin çözülebileceğini ifade eden Güzelsöz, "Çözülür ama biz o zaman da dedik. Zamana yayalım bu konuyu. İnönü'de arkadaşlarımızın yaralandığı maç öncesi acele etmeyin dedik. Zaman lazım. Onlar da Bursa'ya gelmeliydi. Olaylar çıkmayacak mıydı? Çıkacak. Tribün jargonu bunu gerektirir zaten. Adamlar oraya geldi mi ya küfür edecek, ya koltuk söküp atacak, bir reaksiyon gösterecek. Varlığını belli etmesi açısından 7 senedir gelemediği statta illa ki bir şey yapacak. Sen kendi aranda karar alsan, otursa koltuğunda, bu adamlar gelecek bunları yapacak. Sonra olaylar. O yüzden zaman lazım."
İNÖNÜ'DE OLAYLAR OLMASAYDI...
"Eğer İnönü'de o olaylar yaşanmayıp bizim taraftarlarımız yaralanmasaydı inanın bu sene bu iş çözülmüştü. Ama şimdi bir kan akmış orada. Akan kanın üstüne hemen, 'onları Bursa'ya getireceğim ben devletim dersen, boynumuz kıldan ince ama ben de halkım. Ferman padişahınsa, dağlar bizimdir misali. Beşiktaş maçı öncesi gelip bizimle konuşsanıza. Nasıl Ermenistan maçı öncesi konuşuyorsunuz. Köşklere çıkartıyorsunuz bizi."
KİMSE BİZİMLE KONUŞMADI
'Gelin oğlum' dediklerinde ne zaman gitmedik. Büyükler devreye girebilirdi. Anlatırsın insanlara, bu şehrin havasını biraz yumuşatırsın yine olurdu. Ermenistan maçı sebebiyle denmedik laf kalmadı. Türkiye genelinde devlet yalakası damgası yedik tribünler olarak. Olsun... Sayın Cumhurbaşkanımız, 'Çocuklar Ermenistan küçücük bir ülke. Sizden ricam, onlara ne kadar büyük olduğumuzu gösterin' dedi. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı anlatıyor bunları size. Sus pus kalıyorsunuz, devletin menfaati diyor, hak veriyor çıkıyorsunuz. Kafanda bir teraziye koyuyor ve dengeyi oturtuyorsun sonra. Ama bize farklı bir muamele olsaydı orada, böyle sağduyulu ve kusursuz bir yaklaşım yerine sert bir tavır takınılsaydı böyle mi olurdu Ermenistan maçı? İşte Beşiktaş maçı böyle bir olaydı. Ben yaparım, ben ederim. yaptım oldu mantığıyla gidildi. Böyle bir şey yok."
NE KADAR DÜRÜSTLÜK BEKLENİR?
Futbol Federasyonu'nun Bursaspor'a karşı tutumunun tepkisiz kalmayacağını söylüyor Güzelsöz ve şöyle devam ediyor: "Olması gerektiğine inanıyorum. Kendi kulübünde ibra edilmemiş bir adam Türk futbolunu yönetiyor. Bu adamdan ne kadar dürüstlük bekleyebiliriz? Ne kadar düzgün bir yöneticilik bekleyebiliriz? Başkana da söyledim bunu, madem TFF'ye savaş açmışız her şeyimizle dik duralım bunların karşısında. Çocuklar yasaklanmış mı, sokalım! Madem TFF'ye karşısın, yok sayıyorsun. Tamamen dik duralım. Başkan, 'öyle bildiğiniz gibi değil' dedi."
YAZICI'NIN HABERİ YOK
İbrahim Yazıcı'ya taraftardan gelen hiçbir şeyin iletilmediğini vurgulayan Mehmet Güzelsöz, "Başkan diyor ki, benim hiçbir şeyden haberim yok. Zaten dedim problem bu. Yöneticilerin sana hiçbir şey söylemiyor, senin sıkıntın bu. Yöneticilere tek tek gelip anlatıyoruz, onlar sana gelip anlatmıyorsa biz ne yapalım? Çocuklar anlatıyor, ağabey biz proje hazırladık önlerine koyduk, tamam deyip gönderdiler, diyorlar. Bu çocuklar bizim geleceğimiz, yarın öbür gün bunlar vali olacak, belediye başkanı olacak. Bizim en büyük eksikliğimiz kamunun içinde gerçek Bursasporluların olmaması. Bir tek Belediye Başkanımız var gerçek Bursasporlu. Onu da bazen yerden yere vuruyoruz. Var mı onun gibi Bursaspor rozeti ile gezen başka kimse?"
ANKARA'NIN ÖTESİ ÇOK FARKLI
"18 saatlik yola bir çorba ile giden çocuklar biliyorum. Cebinde parası yok ama kimseye minneti de yok. Mola yerinde kaçacak delik arıyor. Mahcup mahcup... Ankara'nın ötesine çıktığın zaman işler farklılaşıyor. En aşağı bin kilometre deplasman yapıyoruz. Yazık, günah. Gidiyorsun, orada daha seni polis alır almaz hakaret etmeye başlıyor. Diğerleri gibi uçaktan in, otele git rahat rahat... Böyle bir hayat yaşamıyoruz. Ondan sonra da çorbacı taraftar! Sonra taraftar gelsin stadı doldurdun. Biraz da taraftara kulak verin."
BURUNLAR BÜYÜYÜNCE...
"Taraftar yıllarca verdi. En son şampiyonluktan sonra biz de şaşırdık kendimizi. Ağır geldi şampiyonluk bize bir anda. Burnumuz büyüdü. Kendimizi bir tuhaf hissettik. Biz daha önce takımın önündeydik, takımı biz sürüklüyorduk. Şimdi takım bizim önümüze geçti. Yapılabilecek en büyük işi yaptı. Bu sefer biz değiştik, kendimizi, yanımızdakini beğenmez olduk. Omuz omuzasın ama burunlar büyüdü. Birleşemememizin, birlik olamamamızın temelinde bu var."
TEKSAS İSMİNİ SATIN
"Kulübe dedik ki, bizim ismimizi yani Teksas'ı alın, satın değerlendirin, ürün çıkarın. Bugün UltrAslan örneği var. Ürünleri satılıyor, kulüpten para alıyorlar. Sonra Erzurum'a kupa maçına 3 uçakla gidiyorlar. Düşünün taraftarlar uçak kaldırıyor. Nasıl yapıyorlar? Kurumsal kimliklerini yakalamışlar çünkü. Lafa geldi mi Teksas marka. Bir de taraftarın güçlü olmasını istemiyorlar. Taraftar birlik olursa bu taraftarı bölemezsin. İstediğini yapamazsın. Biz böyle değişik bir aileyiz işte. 300 ona veririz alkışlatırız, 500 ona veririz yuhalatırız! Sonra diyorlar ki, yöneticilere küfrediyorlar. E siz alıştırdınız, kusura bakmayın!"
BİZDEN KORKUYORLAR
'Bir daha Anadolu'dan şampiyon çıkmaz' söylemine katıldığını söylüyor Mehmet Güzelsöz ve devam ediyor. "Çünkü çıkarmazlar. Önlemlerini alırlar artık. Şampiyonluğumuzun ertesi yılında başladılar bize çalışmaya zaten. İstanbul Belediye maçı, Eskişehir maçı kafamda soru işaretidir. Kimsenin gözü kör değil. Hepimiz futboldan, çoğundan daha fazla anlıyoruz. Bakıyor adam, Bursaspor camiası güçlü, her şeyi var. Tehlike... Camiada bölünmüşlük olunca da onların ekmeğine yağ sürülüyor. Aman hiç ellemeyin, yesinler birbirlerini diyorlar. Aradan bir kere sıyrılmışız, bir kere daha yaparsak bunu tutamazlar artık bizi. İşte bundan korkuyorlar."
Kabe'deki ilginç olay ne?
Mehmet Güzelsöz Umre'de yaşadığı ilginç olayı ise şöyle paylaşıyor: "Şampiyonluktan sonra Umre'ye gittim, Kabe'yi tavaf ediyoruz... Sakallı, dev gibi bir adam yapıştı koluma. 'Eyvah!' Dedim ne oluyor? Kabe'de de mi belayı bulduk? Koluma yapıştı, çekti kendine, "Ertuğrul'a selam söyle. Çok dua ettik sizin için" dedi. Adam 20 senedir Mekke'de yaşıyor. Bursa ile bir alakası yok ama buldu beni bunları söylüyor. En az üç dört kişiye denk geldik böyle. 'Çok dua ettik size" dediler. Bir ruhaniyet vardı. Gözle görülmeyen, elle tutulmayan bir şey vardı.
Twente travmasını atlatamadık!
Avrupa serüveninde 3 senedir hatalı işler yapıldığını söyleyen Güzelsöz, şu ifadeleri kullandı: "Avrupa'ya gidip de ne yaptık?
Anderlecht maçı, ardından Twente maçı travmadır. İlk yarı bitti biz neler hayal ediyoruz. Hollanda'nın altını üstüne getirdik. Hayalimizde gitmediğimiz ne Avrupa kaldı, ne ülke... Fethedilmedik yer bırakmadık. İlk yarı bitince gruplara kaldık ya, başladık takım seçmeye. Çok eğlenceli şeyler yaşadık son üç yılda. Bu kadar mı yan yana olur hem büyük sevinçler hem acılar... Dolu dolu yaşadık."
Timsah Arena muhteşem olacak
Mehmet Güzelsöz yeni stat ile ilgili görüşlerini de şu şekilde paylaşıyor: "Timsah Arena'nın şekil olarak muhteşem olduğunu düşünüyorum. Bize bir müteahhit teknik özellikleriyle ilgili sunum yapmıştı. Ağzımız açık izledik anlatılanları. Biran önce bitmesini bekliyoruz. Ancak Bursaspor Kulübü'ne artı getirisi yoksa gitmenin manası yok. Locaları dahil belediye kullanacak, sadece hasılat Bursaspor'un olacak diye konuşuluyordu. Eğer iç işletmeyi Bursaspor üstlenecekse alın işte size kalıcı gelir. Her sezon müthiş kazanç sağlar kulüp. Yapılabilecek en büyük iyiliği yapmış olur Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe. Muhteşem bir eser. Emeği geçen herkese şimdiden şükranlarımı sunuyorum.
Kale arkalarını da bize uygun hale getirirlerse çok mutlu oluruz.
Unutamadığı maç: Şampiyon olduğumuz sezonun son maçı. Yani Beşiktaş maçı.
Unutamadığı gol: Fenerbahçe'yi 2-0'dan 3-2 yendiğimiz maçtaki 3. gol
En güzel pankart: Maratonda açılan "Şampiyonluk görmeden yitirilen yürekleri saygıyla anıyoruz' pankartı en güzel pankarttı bana göre.
En güzel beste: Bizim bestemiz değildi ama o sene çok söylüyorduk... "Çekmişiz kafaları, dalmışız hayallere..." Denk gelemedik Real Madrid'le gerçi...
En unutulmaz hoca ve başkan: Ertuğrul Sağlam-İbrahim Yazıcı
Efsanesi: Pablo Martin Batalla
En güzel deplasman: Kadıköy deplasmanı
En zor deplasman: Çok zor deplasmanlarım oldu. Ama en çilelisi, Kayseri'den dönüş yolunda kaldık. Bir minibüs arabanın içinde buz sarkıtları oluştu. Panelvan arabaydı. Bir iki saat daha kalsaydık donarak ölecektik. Zor zahmet kurtulduk oralardan.
Bursaspor ile ilgili en büyük hayalin: Bursaspor Kulüp Başkanı olmak.
Bursaspor ile ilgili sportif açıdan hayali: Avrupa Şampiyonluğu hatta Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu... Düşünebiliyor musun? Hayallerimizin yeni hedefi bu...
En mutlu günü: Şampiyon olduğumuz günün ertesi günü. Yani 17 Mayıs 2010. Çünkü şampiyon olduğumuz gün bilmiyordum ne yaptığımı. Ağlıyorum, gülüyorum, donuğum. Ama bir gün sonrası çok daha keyifliydi. Yıllarca seninle alay eden, aşağılayan adamlarla göz göze gelmek müthiş...
Hangi futbolcunun Bursaspor formasını giymesini ister: Lionel Messi... Ama benim takımımın bütün futbolcuları mükemmeldir. Benim çünkü. Sahip çıkamadığımız zaman gerçek değerini veremiyoruz.
Kendi futbolcuna küfür edemezsin!
"Hakan Aslantaş ile bir yerde tesadüfen denk geldik. Tanıştık. 'Ağabey bir şey söyleyeceğim, benim anamdan, bacımdan ne istiyorsunuz?' Dedi. Dondum kaldım, hayırdır? Dedim. 'Ben daha ısınırken küfür yiyorum, hayatımda böyle bir şey görmedim' diyor çocuk. Şok oldum, bir şey diyemedim. 'Bursaspor forması giyiyorum' diyor, çocuk ağlayacak konuşurken. 'Hata mı yaptım? Bana edin edecekseniz, anamı bacımı karıştırmayın!' Dedi. Benim topçuma kimse küfür edemez. Kimse kusura bakmasın, o armayı taşıyan futbolcuya küfür edilmez. Hata yapar, eleştiririm o ayrı. Ama futbolcuya küfür olmaz. Maratonun önünde kimse oynamak istemiyor."
Kendileri kaybettiler
"Sercan da Volkan da kendileri kaybetti. Bizim ikinci şampiyonluğa ulaşamamamızın en büyük etkenidir bu topçular. Ozan'ı katmıyorum, bizim kendi yetiştirdiğimiz çocuklardan bahsediyorum. Bilerek gol atmayan çocuklarımız vardı. Ozan'ın geri dönme durumu var. Dönsün. Ben Ozan'ı çok seviyorum. Ozan'ın şu an sol tarafta olmaması, geçen sezon kötü olması bize neleri kaybettirdi. Gitmemesi gereken bir topçuydu fakat yaptığı sorumsuzluklar da vardı tabi."
2 0
3 1
0 2
4 1
1 3
1 2
1 2
1 1
2 3
0 0
2 1
