Zencirkıran: "Nefis bir mücadeleydi"

29 Ocak 2012 | 14:29

4 yorum

5272 okunma

Beşinci Şampiyon Bursaspor kitabının yazarı Memet Zencirkıran, Bursaspor'umuzun Galatasaray'ı 1-0 yendiği karşılaşmaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İşte o değerlendirme;

Bu sezon Bursaspor –  Galatasaray arasında oynanan iki maçtada nefis mücadeleler izledik. Maçlarda çok fazla pozisyon zenginliği yaşanmasa da, iki takımın sergilediği performans futbolseverleri oldukça tatmin etti. İki maçta da futbolu çirkinleştirmeden, takımlarına  kazanmaya yönelik futbol sergilettiren Ertuğrul Sağlam ve Fatih Terim’e tebrik ve teşekkürlerimizi sunuyoruz… 2-1 kaybettiği ilk maçın aksine bu maçın sonunda sevinen takım Bursaspor oldu…

 
Erkek taraftarların olmaması Bursaspor’un lehine oldu…
 

Futbol tribünlerde taraftar ile güzel. Maçlara olumlu ya da olumsuz coşkusunu veren şey futbol ile hemhal olmuş taraftarların o öfkesi/heyecanı/çoşkusu/tepkisi… Bu duygular olmadığında stadın o ruhu eksik kalıyor. Bayan taraftarların tribünleri tamamen doldurması da, heyecanlı tezahüratları da statta alışılmış o ruhu yansıtmanın çok uzağında. Erkek taraftarlara maç yasağı üzerinde ciddi şekilde düşünülmesi gerektiğini bu noktada belirtmiş olalım…

 
Erkek taraftarlara tribün yasağının olduğu haftanın, bu sezon Bursaspor’un en kalabalık tribünleri olması ilginçti. Bayan taraftarların tribünde bulunması Bursaspor açısından olumlu, Galatasaray açısından olumsuz bir etki yarattı. Sezon başından beri Bursaspor taraftarları tribünlerde çok kötü bir sınav veriyorlar. Kötü oynanan maçlarda statta futbolcu protestolarını, ıslıklamalarını, memnuniyetsizliklerini bolca yaşadık. Hatta tartışmasız Bursaspor tarihinin kare asına girecek büyük kaptan Ömer Erdoğan’ın, şampiyonlukta önemli katkısı olan tam bir futbol emekçisi Turgay Bahadır’ın ıslıklanmasının ve tepki gösterilmesinin yanında şampiyonlukla birlikte taraftar kimliği edinmiş “dünkü çocuklar”dan oluşan bir taraftar grubunun tribünlerde takıma arkasını dönme  utanmazlığına da şahit olduk… Son dönemde evinde oynadığı maçlarda tribünlerden yükselen tepkiler Bursaspor’un daha da baskı altına girmesine ve normal oyununu bile sergileyememesine neden oluyordu. Maça erkek taraftar yasağının olması Bursaspor üzerindeki baskıyı tamamen ortadan kaldırdı. Takım çok daha konsantre ve rahat bir performans sergiledi…
 

Maça Gelirsek…

 
Maça gelirsek iki takımın da maç süresince fazla gol pozisyonuna giremediğini söylemeliyiz... Oyunun ilk yarısında iki takım da defans kontrolünü elden bırakmadan, açık vermeden hücum girişimlerinde bulundu… İlk yarıda Bursaspor özellikle orta sahada topu kazanan Galatasaraylı futbolculara yakın oynayarak, pres yaparak  Galatasaray’ın önceki maçlarda oldukça öne çıkan orta saha hakimiyetini engellemeye çalıştı… Bursaspor orta sahası yanında, defans oyuncuları da zaman zaman rakiplerini orta sahaya yakın karşılayıp, hamle ve baskı yaptılar. Bu baskı Galatasaray’da Selçuk, Riera, Melo, Emre Çolak ve Sercan’ın etkili bir performans sergilemesinin de önüne geçti…
 

İkinci yarının başında nefis bir Batalla – Sestak ver kaçında topu alan Batalla’nın şık vuruşu Bursaspor’u 1-0 öne geçirdi… Bu gol, Galatasaray’ın oyun planını değiştirmesini ve golü bulmak için orta sahada riskler almasını da beraberinde getirdi. Fatih Terim’in oyuna 68. dakikada Kazım ve Engin Baytar’ı, 77. dakikada Yiğit’i alması takımın hücum gücünü orta sahadan teknik futbolcu ve ara paslarla arttırmayı amaçladığını gösteriyordu. Sağlam ise Pinto’yu oyundan alarak iki yönlü bir değişiklik yaptı. Sağ kanattaki Sestak’ı forvete, oyuna giren Turgay’ı da sağ kanada yerleştirdi. Sağlam 78. Dakikada Adem’in yerine Musa’yı alarak takımın orta saha direncini artırmayı planladı…

 
Oyunun son bölümünde net pozisyolar bulamasa da Galatasaray oyunun hakimiydi. Kanatlardan ve ortadan Bursaspor ceza sahasına bindirmeler yapmaya çalıştılar. Bursaspor ise takım olarak oyunun sonuna kadar defans ve orta sahada son derece konsantre ve mücadeleci bir futbol sergileyerek Galatasaray’ın net pozisyon bulmasını engelledi… Son dakikaları büyük heyecan içinde geçen maçın sonunda gülen taraf Bursaspor oldu.
 

İzlenen her maçta ve üstelik her takım için, takımın her anını yaşayan teknik adamlardan çok daha iyi biliyormuşçasına, şu oyuncu on birde başlamalı, şu oyuncu çıkmalı, şu yapılmalıydı şeklinde  ifade edilen “Ömer Üründül”vari yorumlarda bulunmayı kendi açımızdan doğru bulmadığımızı belirtelim. Oynanan futbolu etkileyen çok fazla değişken söz konusu ve bazen teknik adamlar, günün şartlarında her şeyi doğru yapsalar bile bu durumun sahaya yansımadığı sayısız örnek verilebilir… Sahaya çıkartılan ilk on bir ya da oyuncu değişikliklerini eleştirmek yerine  daha genel yorumlarda bulunalım… Galatasaray’da Sercan, Sabri, Hakan Balta, Selçuk ve Riera etkisiz bir performans sergilediler. Bursaspor’un orta sahanın ortasında Galatasaray’a iyi baskı yapması sonrasında Galatasaray’ın kanatları daha iyi kullanmasını gerektiriyordu. Sağ ve sol kanatta oynayan dört futbolcudan Sabri, Hakan Balta ve Riera’nın kötü günlerinde olması ise oyunun son bölümüne kadar Galatasaray’ın kanatlardan da çok tehlikeli atak geliştirmesinin önüne geçti. Ayrıca Eboue ve Baros’un yokluklarının da özellikle dirençli rakiplerle oynanan maçlarda takımı olumsuz etkilediğini söylemeliyiz. Bursaspor forması altında ilk izlediğim günlerden itibaren müthiş bir futbol yeteneği ve potansiyeli olduğuna inandığım Sercan Yıldırım’ın performansının her geçen gün daha da kötüye gitmesinin ise düşündürücü olduğunu belirtmeliyim…

 
Bursaspor’da sahanın en iyi ismi Batalla’ydı… Gol atmanın yanında  top tutma, takımı hücuma kaldırma anlamında çok iyi işler yaptı. Bunun yanında N’Diaye, Ozan İpek, İbrahim Öztürk Bursaspor’da öne çıkan isimlerdi. Bursaspor defans bloğu maçın bütününde dikkatli, dirençli ve başarılı bir performans sergiledi. Bunun yanında Bursaspor’un takım olarak çok iyi mücadele ettiğini de ifade edelim…
 

Türkiye’den Bir Ferguson Çıkmaz….

 
Bursaspor takımı, taraftarı ve medyasıyla ilgili genel bir değerlendirmede de bulunalım… Bursaspor şu ana kadar bu sezonun en şanssız takımlarından birisiydi. İyi oynadıkları birçok maçta önemli puanlar kaybettiler. Sezon başında gerçekleştirilen büyük çaplı revizyon da takımı çok olumsuz etkiledi. Son yapılan Pinto ve Hakan Aslantaş transferiyle çok iyi bir kadro altyapısı oluştu. Takımın iki eksiği kaldı. Batalla’nın formsuzluk dönemlerinde takıma katkı yapacak yaratıcı bir orta saha ve defansif boyutu da olan bir sağ kanat transferi  yapıldığında Bursaspor çok iyi bir takım kadrosu oluşturmuş olacak…
 

Bursaspor, bu sezon başından itibaren kötü gittiği dönemlerde taraftar desteğini yanında bulamadı ve taraftar protestoları takımın oyununu daha da olumsuz etkiledi… Yerel medyada insaf ölçüsünü aşan yıpratıcı eleştiriler yapıldı. Ve bu tepki ve eleştiriler Bursaspor tarihinin en başarılı iki derecesinin elde edildiği son iki sezonun ardından biraz kötü gidilen ilk dönemde yapıldı. Bursaspor tarihinin  tartışmasız en başarılı teknik adamı Ertuğrul Sağlam’a yönelik taraftar sitelerinde ve medyada sert eleştirilerde bulunuldu. Tribünlerde biraz kötü gidilen dönemde şampiyonlukta büyük emeği geçen futbolcular protesto edilip ıslıklandı. Türk taraftar kültürünün en öne çıkan özelliklerinden birisini sabırsızlığı /tepkiselliği /öfkesi /vefasızlığı oluşturuyor. Bu nedenle böyle bir tribün kültürüne sahip Türkiye’de kalabalık bir taraftar kitlesi olan hiçbir takımda bir teknik adam uzun süreli kalamayacağını ifade edelim. Teknik adamlara ve takıma kötü gidilen dönemlerde sahip çıkma, destekleme, başarısızlığa sabır gösterme kültürü Türk futbolunda hem tribünlerde hem de medyada yok. Bu nedenle de Türkiye’den bir Ferguson asla çıkmaz… Bursaspor özelinden yola çıkarak Türk futboluyla ilgili bir saptamayı da bu noktada dile getirmiş olalım…

 
Tekrar maça dönersek nefis bir mücadele olduğunu belirtelim. Belki bol pozisyon yoktu ama son ana kadar heyecan hiç azalmadı. İki takımda futbolu çirkinleştirmeden, kasıtlı sertlik yapmadan son dakikaya kadar kazanmak için mücadele etti. Her iki maçta da futbolseverlere nefis bir mücadele izleten ve bunu futbolu çirkinleştirmeden gerçekleştiren Ertuğrul  Sağlam ve Fatih Terim’e  bir futbolsever olarak gönülden teşekkürlerimizi sunalım…
 

memetzencirkiran@gmail.com


 

    • Gemlik
    30 Ocak 2012 | 10:02
    Caner kardeşime katılıyorum seyirci takımın skoruna değil oyununa göre tepki veriyor. Sen 90 dk. Savaş topu ısır mücadele et ama mağlup ol yine takımı çağırıp alkışlıyoruz yine bağrımıza basıyoruz. Ama ruhsuz oynayınca tepki göstermekte en doğal hakkımız,bu 2010 da da böyleydi zaten. Tiribün toplu halde kime küfür etmiş ne yapmış münferit olaylar zaten hep ve heryerde varbize has değil. Ertuğrul hocanın daha 2 yıl kredisi vardır bizde ona bişey diyen yok ama yönetimin vazifesini yapmayıp topu hocaya atmasınada sessiz kalamayız ki. Adamın huyu tipi karakteri bu kırmak istemiyor,ama taraftar hocayla aynı karakterde olmaz olamaz biz yönetimede gerekirse herkesede sesimizi duyurup tepkimizi göstermek ve kimsenin takımın üstünde olmadığını göstermek zorundayız.
    • Ahmet
    30 Ocak 2012 | 00:12
    Eleştiri başka birşey, hakaret başka! Maç oynanırken ivan ergiç tezahüratı yapmak eleştiri mi hakaret mi? Ertuğrul hocaya tanınan kredi bu mu? Ehmet zencirkıran'a teşekkür ediyorum ve herkesin okuyup bilinçlenmesini temenni ediyorum. .
    • İsmail Uygur
    29 Ocak 2012 | 19:44
    Memet bey yazılarınızı takip ve takdir ediyorum. Sizin gibi insanların çoğalması dileğiyle. . .
    • Caner
    29 Ocak 2012 | 15:00
    Ben zencirkiran a katilmiyorum takim savasmadigi zamanlarda tribunler tepki gosterir, gostermelidir. Bakin biz yenildigimiz zaman kizmiyoruz takima! ! Savasmadigi zaman kiziyoruz ve tepkimizi alkisla veya arkamizi donerek yaptigimiz tezahuratlar ile gosteriyoruz. Bu bence oldukca medenice ve guzel bir tepki bahsettigi gibi ben isliklama ve yuhalama gormedim bu gune kadar. Turgay bahadir konusuna gelirsek ben sampiyon oldugumuz sene de bu takimda yeri olmadigini dusunuyorum simdi de ayni seyi dusunuyorum. Ertugrul saglam elestirilemez mi ? Elbetteki elestirilir ancak sinirlari bilmek gerekir. Bu adam hata yaparsa karsiligini gorur. Sonucta hic bir kimse Bursasporun ustune cikamaz. Onlar profesyonel insanlar paralarini alirlar gorevlerini yaparlar eger ki gorevlerini yapamazlar ise gorevden alinirlar bu kadar basit. Ama oyle iki kotu sonucta mi alinirlar tabi ki hayir. Ertugrul hocanin gecmisteki basarilarindan dolayi kredisi buyuktur. Bir iki sezon varlik gosteremese bile gorevine devam eder ve kredisinden yer ama herseyin oldugu gibi bunun da bir siniri vardir. . .