Bütün sıkıntı Başkan İbrahim Yazıcı'nın vefatıyla başladı. Merhum başkan o dönemde daha sezon bitmeden 50. yıla hazırlık yapmaya başlamış ve birçok futbolcuyla prensip anlaşmasına varmıştı. Ancak hesapta olmayan vefat camiayı derinden etkiledi. Olağanüstü kongreye 4 adayla gidilirken, seçimden Erkan Körüstan başkan olarak çıktı. Körüstan yönetimi ayağının tozuyla transferden çok Özlüce'nin düzenine el attı. Bu da zaten geciken kulübün daha da sıkıntılı bir sürece doğru gitmesini sağladı.

YETERSİZ KADRO

Yapılan transferlerin teknik direktör Hikmet Karaman'ın bilgisi ve isteği dahilinde olmaması, Avusturya Kampı'nda yöneticilerin tecrübeli çalıştırıcıya takındığı sert tavır, kadroya katılan oyuncuların yaşlarının geçik olması yaşananların sadece birkaçıydı. Bursaspor'un yerli transferinde sınıfta kalması da kadronun alternatifsizliğini gözler önüne serdi. Bu dönemde Başkan Erkan Körüstan'ın 'kadromuz yeterli' açıklaması da büyük tepki topladı.

AVRUPA ŞOKU

Sıkıntılı süreç içerisinde Avrupa Kupaları'na ayak basan Bursaspor deplasmanda 2-2 berabere kaldığı Vojvodina'ya evinde 3-0 mağlup oldu ve sezona kötü bir başlangıç yaptı. Bu elenme, Körüstan yönetimi göreve geldiği günden bu yana beklenen hamlenin hayata geçirilmesini sağladı ve Hikmet Karaman ile yollar ayrıldı. Bursaspor 50. yılında sezona yetersiz kadro, paramparça olmuş bir sistem ve formsuz, moralsiz futbolcularla başladı.

DAUM GÖREVDE

Karaman'ın yerine göreve gelen Christoph Daum da zaten yetersiz olan kadroda oyuncu kazanmaktan çok kaybetmeye başladı. Şener, Tuncay, Sestak, Pinto gibi futbolcular yedek kulübesine ya da tribüne hapsoldu. Alman çalıştırıcı bu hamleleri yaparken, Bursaspor'u savunmaya dönük futbol oynatmaya ve puanların birer birer kaybedilmesine de zemin hazırladı. 12. haftası geride kalan Bursaspor, 11.sırada kendine yer bulurken, lider Fenerbahçe'den 16, ikinci Kasımpaşa'dan da 10 puan eksik (14) topladı.

BATALLA GİTTİ

Son olay ise sadece Bursa'nın değil Türkiye'nin gündemine oturdu. Bursaspor tarihinin en başarılı yabancısı Pablo Batalla, Daum'un kendisine sarf ettiği sözler sebebiyle artık Yeşil Beyazlı formayı giyemeyeceğini belirtti. Esasında kriz 'geliyorum' diyordu. Sezon başından bu yana Arjantinli futbolcu büyük sıkıntı yaşıyordu ancak her şeye rağmen takımın en skorer ve en fazla gol pası veren futbolcusuydu. Bu kriz de çözülemedi ve Timsah en büyük silahını, rakiplerin önlem aldığı futbolcusunu kaybetti.